İletişim doğumla birlikte başlar. Dünyaya yeni gelen bir bebek açlığını ağlayarak ifade eder, en temel ihtiyaçlarını ağlama şekillerini değiştirerek anlatır. Seslenmek, konuşmak, yazmak insanın en temel ihtiyaçlarından biri olan başka canlılarla iletişim kurabilme güdüsünü tamamlayabilmesi sebebiyle bahşedilmiştir biz canlılara. İletişimin temel taşı elbette anlatmanın yanı sıra doğru anlaşıldığını anlayabilmektir. Yaşadığımız dijital çağda ise birileri bize sürekli bilgi aktarırken, biz sürekli bir şeyleri okumaya dinleme ve anlamaya yetişmeye çalışırken bir yandan da anlatmak istediğimiz acaba doğru anlaşıldı mı endişesi yaşarız.